Olay, dün Kuşdili Mahallesi’ndeki Ali Çam Camisi’nde meydana geldi. Pazara gitmek için evden çıkan Sait Kıraçtı, yolu üzerindeki caminin tuvaletine girdi. Kıraçtı, abdesthane bölümünün askılığındaki bir çantayı farketti.
Sahibi olmadığını anlayınca çantayı alıp, bir arkadaşının işyerine gitti. Burada çantayı açan Kıraçtı, içinde İsviçre frangı, çeyrek altın, cumhuriyet altını ve kağıda yazılı bir numara gördü.
Numarayı arayan Kıraçtı, çantanın sahibi Hacı İnce ile buluşup, içindekileri teslim etti.
“SAYMASINI İSTEDİM, SAYMADI”
Sait Kıraçtı, “Duvarda asılı bir çantanın olduğunu gördüm. Dışarı çıktım; sağa-sola baktım, kimseleri göremedim. Sonra aracıma bindim. Pazar yerini dolaştım ve işlerimi hallettim. Sonra arkadaşımın işyerine geldim. Çantanın içinde 400 İsviçre frangı, bir avuç çeyrek altın, yarım avuç kadar cumhuriyet altını, bir bankaya ait kimlik ve kasa anahtarı mevcuttu. Kimlikte yazan numarayı aradım. Telefondaki kişi, Hacı İnce olduğunu ve çantanın kendisine ait olduğunu söyledi. İçindeki miktarı teyit edince de buluşarak çantayı kendisine teslim ettim. Çantanın içindekileri saymasını istedim, saymadı. Bana, ‘Bunu getirdiysen ve bana ulaştırdıysan; sana sonsuz güvenirim’ dedi. Çok duygulandım. Kızının nişanından sonra biriken takıları düğünde kullanılması için bileziğe çevireceğini söyledi. Teşekkür etti. Bir de hatıra fotoğrafı çekindik” dedi.
“HELALLEŞTİK”
Sanayide usta olan Hacı İnce ise “Caminin tuvaletine gittim. Elimde de çanta vardı. Çantayı unutmuşum. Tekrar işe geldim, çantanın olmadığını fark ettim. Tekrar camiye gittim. Cami hocası ile görüşürken telefonum çaldı. Çantamın kendisinde olduğunu söyledi ve içindekileri teyit ettikten sonra buluştuk. Çantayı bana teslim etti. Helalleştik. Böylesi insanların olması, beni çok gururlandırdı. Kızımın nişan birikmişi vardı. Nişanda toplanılan takıları, düğününe bilezik yapmak için hazırlık yapıyorduk. Çantamızda eksik yoktu” diye konuştu.